Sayfamıza Hoş geldiniz

Reklamlara Tıklayarak Destek Olabilirsiniz Sitemizi Geliştiriyoruz

DAVAMIZ İSLAM

Karınca ile Hz.Süleymanın Hikayesi....
Bir gün Süleyman Peygamber bir karıncaya bir yıllık yiyeceğinin miktarını sorar.
Karınca da,
-”Bir buğday tanesi yerim” diye cevap verir.
Cevabın doğru olup olmadığını kontrol etmek isteyen Süleyman Peygamber karıncayı bir şişeye koyar. Yanına da bir buğday tanesi koyarak hava alacak şekilde şişeyi kapatır. Ondan sonra da bir yıl bekler. Müddeti dolunca şişeyi açtığında bir de bakar ki karınca buğday tanesinin yarısını yemiş, yarısını da bırakmıştır. Kendi kendine meraklanır. Acaba neden yemedi?
Bunun üzerine Hz. Süleyman karıncaya buğday tanesini tamamen neden yemediğini sorar.
Karınca da:
-”Daha önce benim yiyeceğimi yüce Allah verirdi. Ben de O’na güvenerek bir buğday tanesini tamam olarak yerdim. Çünkü O beni asla unutmaz ve ihmal etmezdi. Fakat bu işi sen üzerine alınca doğrusu nihayet bu aciz bir insandır diye sana pek güvenemedim. Belki beni unutup yiyeceğimi ihmal edebilirsin. O yüzden de bir yıllık yiyeceğimin yarısını yiyerek, diğer yarısını da ertesi yıla bıraktım” diye cevap verdi.

Sadece 2 Peygamber'e indirilen tılsımlı ayet!

Kur'an'da öyle bir kelime var ki sadece iki peygambere nasip olmuştu. Bu mucizevi kelimeyi Peygamberimiz de tasdik etmişti. İşte o anahtar kelime ve Peygamber diliyle dua:

04 Nisan 2012 Çarşamba 15:18
Sadece 2 Peygamber'e indirilen tılsımlı ayet!

    İlgili Galeriler

Dr. Kerim Buladı, duanın mucizevi ikliminin kapılarını araladığı Duanız Olmasaydı isimli eserinde Kur'an- Kerim'in ve peygamberlerin diliyle dua etmenin inceliklerini aktarıyor.
Eserde, Kur’ân ve hadislerde mü’minlere örnek olarak öğretilen duaları bulacaksınız. Rasûl-i Ekrem Efendimiz’in ve Kur’ân’da isimleri zikredilen Peygamberlerin diliyle dua etmenin hazzını ve güzelliğini yaşayacaksınız.
Mesnûn dualarla yalvarmanın ve yakarmanın bereketini hissedeceksiniz. “Duanız olmasa Allah size ne diye değer versin!” gerçeğini tekrar hatırlama imkânı bulacaksınız.
Peygamberler hangi cümlelerle dua ederdi?
“Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, âhîrette de iyilik ver ve bizi cehennem azabından koru.” “Rabbimiz! Bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize katından bir rahmet bahşet. Şüphesiz sen çok bahşedensin.” “…Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla. Kusurlarımızı ört. Canımızı iyilerle beraber al.” “Rabbimiz! Peygamberlerin aracılığı ile bize vaat ettiklerini ver. Kıyamet gününde bizi rezil etme Şüphesiz sen, vadinden dönmezsin.” “…Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır ve Müslüman olarak bizim canımızı al.” “Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecek olanları namazı dosdoğru kılanlardan kıl. Ey Rabbimiz! Duamı kabul eyle.” “Rabbimiz! Hesap görülecek günde, beni, anamı-babamı ve inananları bağışla.” “Ey Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve çocuklar bağışla ve bizi takva sahiplerine önder kıl!” “…Sen bizim dostumuzsun. Bizi bağışla ve bize merhamet et. Sen bağışlayanların en hayırlısısın.” “Ey Rabbimiz! Bizi, bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin tutturma. Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen çok esirgeyensin, çok merhametlisin.”
“Allah’ım! Senden beni hidayet yolunda sabit kılmanı, sana karşı saygılı olmamı, iffetli yaşamayı, beni başkalarına muhtaç bırakmayacak zenginlik vermeni istiyorum.” “Ey kalpleri evirip çeviren Allah’ım! Benim kalbimi dinin (İslam) üzere sabit kıl.” “Allah’ım! Acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, ihtiyarlıktan sana sığınırım. Allah’ım! Kabir azabından, hayatın ve ölümün fitnelerinden sana sığınırım.” “Allah’ım! Cehennem azabından sana sığınırım. Kabir azabından sana sığınırım. Mesih Deccal’in fitnesine uğramaktan sana sığınırım. Hayatın ve ölümün fitnelerine karşı sana sığınırım.” “Allah’ım! Beni bağışla. Bana merhamet et. Beni hidayet yolu üzerinden ayırma. Bana afiyet ver. Beni rızıklandır.” “Allah’ım! Senden faydalı ilim, helal rızık ve makbul amel istiyorum.” “Allah’ım! Fayda vermeyen ilimden, korkunla titremeyen kalpten, doymayan nefisten, kabul olunmayan duadan sana sığınırım.” “Allah’ım! Senin rahmetini umuyorum. Beni göz açıp yumuncaya kadar da olsa nefsimle baş başa bırakma. Bütün işlerimi düzelt. Senden başka hiçbir ilah yoktur.” “Allah’ım! Seni zikretmem, Sana şükretmem ve Sana layıkıyla ibadet etmem hususunda bana yardım et.”
Sadece iki peygambere nasip olan anahtar kelime 'Besmele'nin sırrı
Kur’ân-ı Kerim’de iki türlü besmele vardır. Birisi, sûre başlarında yazılan ve sûreden bağımsız olarak bulunan besmele, diğeri Neml Sûresi’nin 30. âyetindeki besmeledir. Neml Sûresi’ndeki besmelenin, bu sûrenin bir parçası olduğu açıkça bilinmektedir. Bundan dolayı besmelenin Kur’ân âyeti olduğunda şüphe yoktur. Bu durum, açık tevâtür ile ve âlimlerin ittifakıyla kesin olarak bilinmektedir.[1]
Süleyman (a.s), Yemen’de Sebe’ denilen bir kavmin kraliçesine yazdığı mektubuna “Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla” başlamıştır.[2] Besmele, Kur’ân-ı Kerim’de Allah Teâlâ’nın indirdiği âyetlerdendir. Süleyman (a.s) dan sonra özellikle bu ümmete has kılınan bir sözdür.[3] Hz. Peygamberimiz bu konuda şöyle buyurmaktadır: Davud oğlu Süleyman (a.s.) ve benden başka hiçbir peygambere indirilmeyen bir âyet bana indirildi. Bu âyet “Bismillâhi’r-rahmâni’r-rahîm”dir.[4]
Sunacağımız şu hadisler, besmelenin önemini, Müslüman’ın işlerine nasıl başlaması gerektiğini güzel bir şekilde izah etmektedir.
كُلُّ كَلَامٍ أَوْ أَمْرٍ ذِي بَالٍ لَا يُفْتَحُ بِذِكْرِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ فَهُوَ أَبْتَرُ أَوْ قَالَ أَقْطَعُ
“Allah azze ve cellenin zikri (besmele) ile başlanmayan her söz ya da önemli iş sonuçsuz kalır.”[5] “Besmele her kitabın anahtarıdır.”[6]
Besmele ile ilgili âyetler ve hadislerde açıklanan gerçeklerin ışığı altında Müslümanlar, meşrû olan bütün işlerine besmele ile başlamaktadırlar. Zira işlere Allah adıyla başlamak güzel bir davranıştır.
İslam kültürü, bir kimsenin her işe Allah adı ile başlamasını gerekli kılar. Eğer bu bilinçli bir şekilde ve samimiyetle yapılırsa şu üç güzel sonucu doğuracaktır. Birincisi, bu, kişiyi kötülükten uzak tutacaktır. Çünkü Allah ismi, onu, kötü bir niyet ve yanlış bir davranıştan alıkoyarak bu konuda düşünmesini sağlayacaktır. İkincisi, kişi meşrû bir işe başlarken Allah’ın adını anarsa, onun her hareketi tabiatıyla Allah’ın rızasına uygun olacaktır. Üçüncüsü, o kişi, Allah’ın yardım ve nimetleriyle karşılaşacak ve şeytanın aldatmalarından korunacaktır. Çünkü kim Allah’a yönelirse Allah da ona yönelir.[7]
Besmelede geçen “Allah” gerçek ilâhın özel ismidir. Kur’ân, bize bu en yüce ve en büyük Zatı, eksiksiz sıfatları ve güzel isimleriyle tanıtmakta, bizim ve bütün kâinatın O’na olan ilgi ve alakasın bildirmektedir. Kâinatı ve bütün varlıkları yaratan, devamlarını ve olgunlaşmalarını temin eden yüce ismin sahibi “Allah” tır. “Allah” yüce ismi, Allah’ın zatına delalet eden, yalnızca O’na ait olan özel bir isimdir. Allah, hakkiyle tapılacak olan yüce Zatın ismidir.[8]
Besmelede en önemli husus, Allah’ın ismini okumak ve onu, girişilecek işten önce zikretmektir. Bu öne alma, yardımın yalnızca Allah’tan isteneceğini belirtmekte ve manayı yalnızca O’na ait kılmak içindir. Çünkü bilindiği gibi her millet, en önemli işine, büyüklüğüne inandığı bir isimle başlar. Arap müşrikleri de sözlerine veya işlerine “Lâtın ismi ile”, “Uzzânın ismi ile” şeklinde putlardan birinin ismi ile başlarlardı. İnsanlar arasındaki alış veriş ve diğer işlerde, özellikle açılış törenlerinde ve özel programlarda “filancanın adına, filanın şerefine” gibi bunun değişik örneklerini görürüz. İşte besmelede de fiilin (yapılacak işi ifade eden fiilin) cümlenin sonuna bırakılarak Allah’ın isminin öne alınması, bütün bunları reddetmek ve başlamayı yalnız Allah’ın ismine tahsis etmek içindir. Besmele, “Ne kendim ve ne başkası yani, akla gelebilen hiçbir isim ile değil, ancak yüce Allah’ın ismi ile şu işime başlarım, başlıyorum” demektir.[9]
Yapılan bu izah, dikkate şayandır. Müslüman, yapacağı bütün işlere, her çeşit faaliyetlere, programlara öncelikle Allah’ın adıyla yani, besmele ile başlamalıdır. Müslüman, vereceği konferansta, yapacağı hitapta, katılacağı toplantıda, panelde, sempozyumda, kültürel ve sosyal etkinliklerin tümünde, özel ve tüzel merasimlerde hep besmeleyi öne geçirmeli, besmeleyi başlangıç yapmalı, besmeleyi baştacı kılmalıdır. Çünkü besmele Allah’a saygının, Allah’a sevginin ve Allah’a itaatin bir ifadesidir.
Bir Müslüman besmele ile “şu işe başlıyorum” derken “ben bu işi kendim için değil, Allah adına, O’nun emri ile ve ancak O’nun için yapıyorum demiş olur.
Her işe Allah’ın adıyla başlanması, İslam’ın âdabındandır. Bu gerçek, Kur’ân-ı Kerîm’in ilk olarak indirilen, Yaratan Rabbinin adıyla oku”[10] âyetinde Allah Teâlâ tarafından bildirilmiş ve Hz. Muhammed (a.s) a talim edilmiştir. Bu edep düsturu, İslam dininin en önemli temel düşüncesini özetler. Bu temel prensip, O ilktir, sondur, zâhirdir, bâtındır. O her şeyi bilendir”[11] âyetidir.
Allah ilktir, her şeyden öncedir, başlangıcı yoktur, varlıkları O yaratmıştır. Sondur, varlıkların yok oluşundan sonra da O bakidir. Zâhirdir, varlığı bir çok delille gün gibi açıktır. Bâtındır, zâtının hakikati duyular ve akıllarla idrak edilemez.[12]
Her varlık, varlığının sırrını Allah’tan alır. Her şeye, her varlığa hayat veren O’dur. Her şey O’nun iradesi ile başlar ve son bulur. Her başlangıç, her hareket, her yöneliş O’nun dilemesiyle ve takdiriyle meydana gelir. Bu açıdan, her şeye O’nun ismi ile başlamak, her meşrû işi O’nun adını anarak yapmak, Müslüman’ın temel hedefi ve gayesidir.
..........................................
ŞEYTANI SİNEK GİBİ YAPAN TILSIMLI İFADE
Besmele ile Allah yüceltilmekte, O’na tazim ve saygı ifade edilmektedir. Diğer taraftan Allah Teâlâ’nın rahmetinden kovduğu ve mü’minlerin düşmanı olan şeytanı kahretme, küçültme ve aşağılama vardır. Ebû Müleyh (r.a.) bir adamın şöyle söylediğini anlatır. “Resûlüllâh (s.a.v.)’ın terkisine binmiştim. Resûlüllah’ın hayvanının ayağı tökezledi. Bunun üzerine ben, ‘Şeytan helak olsun, mahvolsun’ dedim. Resûlüllah hemen banaŞeytan helak olsun deme. Çünkü sen böyle söylediğin zaman o büyüklenir. Hatta kendisini bir ev gibi görür ve şöyle der: ‘kuvvetimle bunu yaptım (başardım).’ Fakat sen, “Bismillah” de. Zira sen böyle söylediğinde o küçülür. Hatta bir sinek gibi olur.”[13]
Bu hadis-i şeriften de anlıyoruz ki, besmeleyi okuyan kimse, bu hareketi ile Allah’ın şanını yüceltmekte ve şeytanı ise kahretmektedir. Çünkü Şeytan, Allah’ın anıldığı yerde duramaz, vesvesesinde başarılı olamaz. Allah Teâlâ’nın mü’minlere rahmet ve merhametle davranmasını hazmedemez ve bu konuda aşırı derecede kıskançtır. Kendisi Allah’ın rahmetinden kovulduğu için, Mü’minin Allah’ın rahmetine ve esirgemesine sığınmasına, Allah’a dayanmasına ve O’na tevekkül etmesine dayanamaz.
Böyle kutsal bir cümleyi, Müslüman’ın hiç dilinden düşürmemesi ve bütün meşrû işlerini onun kılavuzluğunda yapması gerekir. O’nun adını, her şeyden önce söylemenin, hatırlamanın yolu, besmeleyi gönüllere nakşetmekten geçer. Gönüllere nakşedilen besmele sayesinde Müslüman, her an Allah’ı anar ve O’ndan hiçbir şekilde gafil olmaz. Müslüman, gaflet uykusundan ancak besmelenin bereketi ve ilhamı ile uyanır. Besmele, Mü’minin dünya ve âhiret saadetini elde etmek, Yüce Yaratıcısının rızasını kazanmak için yaptığı samimi bir duası, naz ve niyazıdır.

kaynak:haber7

Bismillahirrahmânirrahıym.El hamdü lillâhi rabbil âlemiyn. Er rahmânir rahıym. Mâliki yevmid dîn. Iyyâke na'büdü ve iyyâke nesteıyn. İhdinas sırâtal müstekıym. Sırâtallezîne en'amte aleyhim. Ğayril mağdûbi aleyhim, velad dâlliyn.

Manası: Hamd olsun alemlerin Rabbi, Rahman, Rahıym, Din gününün (tek) sahibi ve mutasarrıfı Allah'a. Yalnız Zât-ı Ecelli Ala'na kulluk, ibadet ederiz. Yalnız Sen'den yardım isteriz. Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uğrayanlarınkine, sapıklarınkine değil.


Sırları:
Bir kimsenin dünyavı veya uhravı bir muradı olduğu vakit akşam namzını
kıldıktan sonra yerinden kalmaadan.Fatiha-i Şerife'yi (40) defa okursa muradı
mutalaka meydana gelir.(ezkerec.3,sh.99

Bir kimse ardı ardına dört defa "El hamdülillahi rabbil alemın."derse
Beşinci olarak Allah tarfından görevlendirilmiş bir 
Melek şöyle karşılık verir:"Ey filanca! Şuanda Rabbin dileğini beklemektedir.
Nediliyorsan derhal O'ndan isre."

Bir hadisi şerifte Allah'ın Resulü (s.a.v) şöyle  buyurmaktadır:
"Bir kimse evine gelince önce Fatiha Suresi'ni da sonra İhlas suresi'ni
Okursa ,Allah ü teala o evden fazkirliği giderir,yerine huzur be bereket ihsan eder."

Fatiha Şerif'in Fazileti yüzlerce sır ve
şifre taşıyan faziletli surelerden birisidir.
Asıl sırlar ve şifreler kul ile Allah arasında
mevcuttur.Peygamberimiz (s.a.v) bir
hadiste bu önemli gerçeği şöyle anlatıyor:

"Allahu Teâlâ buyurdu ki: "Ben namaz suresi
olan Fatiha'yı kendimle kulum arasında yarı
 yarıya paylaştırdım. Yarısı Benim,yarısı da
kuluma aittir. Bu vesile ile kulum bütün istediklerine
 kavuşacaktı"r.

Kul, 'Elhamdü lillahi Rabbi'l-âlemîyn'
 (Hamd, A'lemlerin Rab'bi olan Allah'a aittir)
dediği zaman, Allah, 'Kulum Bana hamdetti'
buyurur. Kul, 'Er-Rahmâni'r-Rahîym'
 (O Rahman'dır, Rahîm'dir) dediği zaman,
Allah(c.c), 'Kulum beni methetti' buyurur.

Kul, 'Mâliki yevmiddîyn' (Din Gününün
 Sahibidir dediği zaman,Allah, 'Kulum
Beni tazim etti, işlerini  Bana havâle etti'
buyurur.

Kul, 'İyyâke nâbüdü ve iyyâkenestaîn'
(Yalnız Sana kulluk eder, yalnız Senden
yardımisteriz) dediği zaman, Allah, 'İşte
bu kulumla kendi aramdadır ve kulumun
dilediği de onundur' buyurur.

Kul, 'İhdine's-sırâta'l-müstekıym
Sırâtallezîne en'âmte aleyhim Gayri'l-mağdûbi
 aleyhim ve leddâllîyn' (Bizi doğru yola ilet.
Kendilerine nimetler verdiğin kullarının
yoluna ilet. Gazabına uğramış yahutsapmış
olanların yoluna değil) dediği zaman,
Allah, 'İşte bu kulumundur ve kulumun
istediği de onun hakkıdır' buyurur."
***
Kur'ân'ın en faziletli suresi Fatiha olduğu
gibi, en faziletli âyeti de yine Fatiha'nın bir
âyetidir.Fatiha, sevabı bakımından
İhlâs Suresi gibi Kur'ân'ın üçte birine
denk geliyor:İbn Abbas'ın rivâyetine
göre Râ'su'lullah (s.a.v) bu hususu şöyle
 dile getirmiştir:

"Fatiha sevap bakımından Kur'ân'ın
 üçte birine denktir."Bir işe başlarken
"Bismillâh" denmesi gerektiği gibi,
Fatiha okunması da tavsiye ediliyor.
Ebû Hüreyre'nin rivâyetine göre
Ra'su'lullah (s.av.) şöyle buyurmuştur:
"Hayırlı bir iş El-hamdü lillâh
ile başlamazsa sonu kısıktır,
bereketsizdir."

***
Fatiha'yı okuduktan sonra "Ve leddâllîyn"
deyince hemen arkasından"A'miyn"
demek sünnettir. "A'miyn"in önemini
ve Allah katındaki yerini Peygamberimiz'den
 (s.a.v) öğreniyoruz.
"A'miyn, mü'min kullarının diliyle
 Rabbu'l âlemin'in mührüdür."

Fatiha muhtevası ve manası,
zenginliği ve içinde barındırdığı
 derinlik itibarıyla da bambaşka
bir güzelliğe sahiptir.

İmâm Buhârî'nin rivâyetine göre,
Hasan Basrî bu konuda şöyle diyor:

"Allah bütün semavî kitapların
ilmini Kur'ân'da; Kur'ân'da mevcut
olan ilimleri de Fatiha Suresi'nde
toplamıştır. Fatiha'nın tefsirini
öğrenen bütün semavî kitapların
 tefsirini öğrenmiş gibi olur."

***
Fatiha maddi ve manevi
her derde deva, her hastalığa
şifa ve her sıkıntıya ilaçtır.
Abdülmelik bin Umeyr'in
rivayet ettiği bir hadiste
Peygamberimiz (a.s.m.)
bu hakikati şu sözleriyle
dile getirmiştir.

"Fatiha Suresi her derde devâdır."
"Fatiha bütün dertlere karşı şifâdır."
"Fatiha Suresi, zehirden kurtulmak
için bir şifâdır."Fatiha nazara, göz
değmesine karşı da bir şifâ kaynağıdır.
İmran bin Husayn'ın rivayetine göre
Ra'su'lullâh (a.s.m.) şöyle buyurmuştur:
"Fatiha'yı ve Ayete'l-Kürsi'yi bir kul okursa,
o gün ona ins'ân ve cin nazarı değmez." 





Fazileti:Resulü Ekrem (s.a.v.) bu sure-i celile hakkında:"Fatiha-i Şerife terazinin bir kefesine, Kur'an-ı Kerim diğer bir kefesine konsa, Fatiha-i Şerife yedi misli ağır gelirdi.""Nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki, Sure-i Fatiha'nın misli gibi bir sure, ne Tevrat'ta, ne İncil'de, ne Zebur'da ve ne Kur'an'da inmemiştir.""Yatağa girince, Fatiha ve İhlas suresini okursan, ölümden başka bütün serler ve kötülüklerden korunmuş olursun.""Cenabı Ecelli Alâ bir kavim için hak ettikleri azabı onlara göndereceği anda, onların sabilerinden bir çocuk mektepte "El hamdü lillâhi rabbil âlemiyn" suresini okuyunca Allah Teala onlardan kırk yıl azabı kaldırdı.""Fatiha-i Şerifeyi okumak insanı Cenab-ı Ecelli Ala'nın gazabından muhafaza eder.""Fatiha-i Şerife ölümden başka her şeye şifadır."* "Sana Kur'ân'ın en faziletli olan suresini haber vereyim mi?""Haber ver, yâ Resulellâh." dedim. Resulü Ekrem:"El hamdü lillâhi rabbil âlemiyn, diye okudu."* "Evinde Fatiha ve Ayet'el Kürsi'yi okuyan kimseye o gün içinde şeytan ve cinninin hiç bir zararı dokunmaz."* "Şeytan dört defa acı, acı bağırmıştır: Lanet olunduğu vakit, cennetten çıkarıldığı vakit, Muhammed (a.s.) gönderildiği vakit, Fatiha Suresi indirildiği vakit.""Cenabı Ecelli Alâ kuluna bir şey ihsan ettiği vakit o kul "El hamdü lillâh" derse, o nimetin şükrünü eda etmiş olur. İkinci defa, "El hamdü lillâh" derse, Allah Teala onun sevabını yeniler. Üçüncü defa "El hamdü lillâh" derse, bütün küçük günahları affedilir."* Muhyiddin-i Arabi Hazretleri Fatiha-i Şerife'nin esrarı hakkında:"Mühim bir ihtiyacı olan kimse Fatiha-i Şerife'yi akşam namazının farzından sonra kırk defa okusun ve Cenab-ı Ecelli Alâ'dan ne muradı varsa istesin, muhakkak muradı hasıl olacaktır. Biz tecrübe ettik, sahih olduğunu müşahede ettik." buyurmuşlardır.* Fatiha-i Şerife şifa niyeti ile yedi defa okunursa tesirini gösterir.Resulü Ekrem:"Her kim yatarken evvela Fatiha'yı, ondan sonra İhlas'ı okur da yatarsa, o gece ölümden başka her şeyden emin olur." buyurmuşlardır.* Allah Resulü (s.a.v.) şöyle buyuruyor:"Bir kimse evine gelince önce Fatiha Suresini, daha sonra İhlas Suresini okursa, Allah Teala o evden fakirliği giderir, yerine huzur ve bereket ihsan eder." 

Yorum Yaz Şifalı Dualar Yukarı..

--------------------------------------------------------------------------------

FATİHA-İ ŞERİFE'NİN BAZI SIRLARI

* Fatiha-i Şerife'yi yatarken okuyan kimse ölümden başka her türlü kötülüklerden korunur.* Kırk defa yazılarak suda silinerek içilir, hastanın yüzü ve elleri de aynı su ile silinirse, bi iznillah şifa bulur.* Tehlike anlarında (10)'ar defa okunur.* Cuma günü yazılarak taşınırsa cinlerin şerrinden korunur.* Bu sure yazılır, yağmur suyu ile silinerek içilirse, kalb çarpıntısından ve korkudan şifaya kavuşur.* Kim Fatiha Suresi'ni "İyyâke nesteıyn"e kadar, Sure-i İhlas'ı sonuna kadar okuduktan sonra "Allâhümmecma' beynî ve beyne hâcetî kemâ cema'te beyne esmâike ve sıfâtike yâ zel celâli vel ikram" duasını üç kere okursa, Allah'ın izni ile dileği yerine gelir ve bu kişinin duası da makbuldür.* Farz namazlardan sonra her gün Fatiha-i Şerife'yi (18) defa, yatsı namazından sonra ise (28) defa okuyanın rızkı çoğalır.* Temiz bir tabağa yazılır. Yazı, gül suyu ile silinir, kulağa damlatılırsa kulak ağrısına şifadır.* İki rekatlık namazın her rekatında yedişer Fatiha, üçer İhlâs okuyarak namaz kılan kimsenin dileği bi iznillah hasıl olur. 


Yorum Yaz Şifalı Dualar Yukarı..

--------------------------------------------------------------------------------

FAZİLETİ ÇOK YÜCE AYETİ KERİMELER


Bismillâhirrahmânirrahıym.El hamdü lillâhi rabbil âlemiyn. Er rahmânir rahıym. Mâliki yevmid diyn. İyyâke na'büdü ve iyyâke nesteıyn. İhdinas sırâtal müstekıym. Sırâtallezîne en'amte aleyhim ğayril mağdûbi aleyhim, velad dâlliyn. Allâhü lâ ilahe illâ hüvel hayyül kayyûm. Lâ te'huzühû sinetün ve lâ nevm. Lehû mâ fıs semâvâti ve mâ fil ard. Men zellezî yeşfeu mdehû illâ bi iznih. Ya'lemü mâ beyne eydîhim ve mâ halfehüm. Ve lâ yuhıytûne bi şey'in min ılmihî illâ bi mâ şâe vesia kürsiyyühüs semâvâti vel ard, ve lâ yeûdühû hıfzuhümâ ve hüvel aliyyül azıym. Şehidallâhü ennehû lâ ilahe illâ hüve vel melâiketü ve ülül ilmi kaimen bil kist, lâ ilahe illâ hüvel aziyzül hakiym. Kulillâhümme mâlikel mülki tü'til mülke men teşâü ve tenziul mülke mimmen teşâü ve tuızzü men teşâü ve tüzillü men teşâü bi yedi kel hayr, inneke alâ külli şey'in kadiyr. Tûlicül leyle fin nehâri ve tûlicün nehâra fil leyli ve tuhricül hayye minel meyyiti ve tuhricül meyyite minel hayyi ve terzuku men teşâü bi gayri hısâb.

Resulü Ekrem bu ayeti kerimelerin faziletini şöyle anlatıyorlar:"Bu ayeti kerimeler nazil oldukları vakit Allah Teala ile aralarında hiç bir perde bulunmaksızın Arşı İlahiyyeye yapışarak: "Ya Rab, bizi dünyaya ve sana asi olanlara indiriyorsun." dediler. Allah Teala buyurdu ki:"Ahdim olsun, sizi her namazın arkasından okuyan kimsenin kusurlarına bakmayarak makamını cennet kılarım. Onu hatiyratül kuds'te iskan ederim. Her gün kendisine yetmiş defa nazar edeceğim. Ve onun yetmiş tane hacetini yerine getiririm. Onların en küçüğü ise mağfirettir. Onu bütün düşmanlarından muhafaza edip hasedcilerin şerrinden koruyacağım."