Sayfamıza Hoş geldiniz

Reklamlara Tıklayarak Destek Olabilirsiniz Sitemizi Geliştiriyoruz

DAVAMIZ İSLAM

7 günde tesirli güzellik duası Yüzde yüz etkili Gizli Güzellik Duası –

Güzellik duası, mümin kadınların en sık okudukları dualardan birdir. Sadece 7 günde inşallah tesirini gösterir. Bu dua Allah’ın güzellikle ilgili esmalarından oluştuğu için kişinin yüzüne adeta “nur iner” Çevredeki konu komşu ile aile efradı kişideki bu yüz ve beden güzelliğini hemen fark eder.

Güzellik duası Allah’ın 12 esmasının okunması ile yapılmaktadır. Son derece kolay bir icrası vardır. Ancak duanın usul ve adabına tamamen uymak gerekir. Duanın kabul şartları ve yapılma biçimine geçmeden önce İslam’ın güzellik konusuna bakışı hakkında kısaca bilgi vermek faydalı olacaktır.

Güzellik duası ve Kuran’ın güzellik kavramına bakışı

Kuran-ı Kerim’de “güzellik” kavramı en sık işlenen temalardan biridir. Fakat bizim konumuz kadının güzelliği olduğu için özel olarak bu konuya değinmek istiyoruz. Kuran’da “kadın” kelimesi ile “güzellik” sözcüğü tam 12 ayette bir arada kullanılmıştır. Bir cümlede yüce kitabımızın bu iki kavramı bu kadar sık bir arada zikretmesi manidardır.

Allah yarattığı her şeyi güzel yaratmıştır. Halk arasındaki “Mevla’m ne eylerse güzel eyler.” sözü de buradan gelmektedir. Zira Allah’ın güzel yaratmasına dair şu Kuran ayeti oldukça öğreticidir:

“O yarattığı her şeyi güzel yapmış ve ilk başta insanı çamurdan yaratmıştır.”(Secde-7)

Başka bir ayeti kerimede de yine insanın güzel yaratılmasına dair şunlar buyrulmuştur:

“Biz insanı en güzel biçimde yaratmışızdır.” (Tîn-4)

Yine başka bir ayette cennette mümin erkekleri bekleyen hurilerden bahsedilirken de özellikle ruh ve yüz güzelliği vurgulanarak öne çıkarılmıştır. Bu konuda Rahman suresinin şu ayeti indirilmiştir:

“Oralarda, huyu güzel, yüzü güzel kadınlar var.” (Rahmân-70)

Yalnızca helal dairesi çerçevesinde süslenmek

Kuran-ı Kerim kadının güzelliğini yalnızca ailesi ile paylaşabileceğini emretmiştir. Yani bir kadın, meşru ilişkiler ve helal diyaloglar çerçevesinde süslenebilir. Süslenme ve güzellik Kuran’a göre bir tahrik aracı olarak başkasına karşı kullanılamaz. Bu konuda dinin emirleri oldukça nettir. Şu ayeti kerime bu konuda en detaylı bilgileri veren ayettir:

“Mümin kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar. Açıkta kalanlardan başka süslerini göstermesinler. Başörtülerini yakalarının üzerinden bağlasınlar. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kadınları, hizmetlerinde bulunan köleleri ve câriyeleri, cinsel arzusu bulunmayan erkek hizmetçiler, kadınların cinselliklerinin farkında olmayan çocuklar dışında kimseye süslerini göstermesinler. Yürürken, gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler! Hepiniz Allah’a tövbe edin, umulur ki kurtuluşa erersiniz!” (Nur-31)

 

Hz. Muhammed’in güzelliğe bakışı

Hz. Peygamber, kişinin bakımlı olmasını önemsemiş ve kendisi her zaman Müslümanların karşısına çok düzgün ve temiz kıyafetlerle çıkmıştır. Kişisel bakım ve saç-sakal düzeni ile diş temizliğinde kendi yaptıkları ile Müslümanlar için örnek teşkil etmiştir. Bu konuda şu hadisleri günümüzde de müminler için rehber olma özelliğini göstermektedir:

"Allah güzeldir, güzelliği sever. Allah kendi nimetini kulunda görmeyi sever; pislik ve kötülüğü sevmez." (Kenz-ül Ummal)

“Kadınlar içerisinde en hayırlısı; ona baktığında sana neşe ve sevinç veren, kendisine bir şey emredecek olursan sana itaat eden, ondan ayrılacak olursan özel yaşantısı ve senin malın konusunda seni koruyan (sevmediğin şeyleri yapmayan)dır.” (Taberî)

“Hayırları yüzü güzel olanların yanında arayın.” (Ebû Ya’lâ)

“Elbisenizi yıkayınız. Saçlarınızı düzeltiniz. Dişlerinizi fırçalayınız. Tertemiz olmaya ve güzelleşmeye çalışınız...” (Camiu’s Sağir)

Güzellik duası günün hangi vakti yapılmalıdır?

Güzellik duasının yapılma zamanı yatsı namazı sonrasıdır. Bu dua bu nedenle istihareye benzer. Fakat istiharede bir niyet üzerine yatma vardır ve amaç o konuda fikir sahibi olmaktır. Ancak güzellik duasında amaç ruhsal olgunluğa ve bedensel güzelliğe ulaşmaktır.

Yatsı namazı sonrası yapılacak güzellik duasının mutlak surette yalnız bir ortamda yapılması gerekmektedir. Bu durum duanın önemli şartlarından biridir.

Ayrıca dua öncesi mutlaka abdest alınmalı ve duaya öylece başlanmalıdır. Ayrıca her gece yatmadan önce abdest alarak öylece uyumanın hem psikolojik hem de bedensel sayısız fazileti olduğu artık tespit edilmiş gerçeklerdendir.

Güzellik duasının sözleri

Güzellik duası öncesi euzubesmele çekilir ve ardından Hz. Peygamberin dualara başlarken okuduğu şu kısa cümle söylenir:

“Süphane rabbiyel aliyyil alel vehhab”

Bu sözden sonra on iki esmanın okumasına geçmeden evvel bir defa Fatiha suresi okunur. Ardından şu 12 esmanın her biri 3’er defa okunur.

El-Musavvir ( 3 defa okunur )

El-Latif ( 3 defa okunur )

El-Mucib ( 3 defa okunur )

El-Vedud ( 3 defa okunur )

El-Hamid ( 3 defa okunur )

El-Kadir ( 3 defa okunur )

El-Muktedir ( 3 defa okunur )

El-Batın ( 3 defa okunur )

En-Nur ( 3 defa okunur )

Er-Reşid ( 3 defa okunur )

El-Azim ( 3 defa okunur )

Er-Rahman ( 3 defa okunur )

Bu duada en önemli detay esmaların sırasıdır. Buradaki sıra kesinlikle bozulmamalı ve her esma 3 defa okunduktan sonra ardından gelen esmaya geçilmelidir. Eğer kişi ezberleyemeyeceği endişesi taşırsa bu esmaları bir kağıda yazarak oradan da okuyabilir.

Esmaların okunması bittikten sonra yine bir defa Fatiha suresi okunmaktadır. Yani Fatiha surelerinden biri esmalardan önce biri esmalardan sonra okunacaktır. Dua bittiği zaman eller yüze sürülecek ve tasdik anlamında “amin” denilecektir.

Bu duayı 7 gün usulüne uygun okuyan kişinin Allah’ın izni ile cildi temizlenecek, yüzüne ışık gelecek, duruşu değişecek ve bizatihi kendisi de değişimi fark edecektir. Kişi isterse bu duayı 7 günle sınırlı tutmayıp devamlı da okuyabilir. Bu durumda çok mucizevi sonuçlara inşallah ulaşılabilir.

Önemli bir tavsiye

Sevgili okurlarımıza önemli bir kitap tavsiye etmek istiyoruz. En Etkili Aşk Dualarıbaşlığını taşıyan bu kitapta şirinlik duası, bağlama duası, aşık etme duası, muhabbet duası gibi çok sayıda duaya ulaşmak mümkündür.

Büyü gibi karanlık yollara tevessül etmek yerine duanın nurani yolunu tercih edecek okurlarımızın başucu kitabı olacak bir eser olduğunu düşünüyor, Allah’a emanet olun , diyoruz.

Bu Güzellik Duası Sizi Değiştirecek, Mutlaka Okuyun! – Bize Dualar Yeter

alındıdır

 

“Bismillahirrahmanirrahim”

“Ya Muktedir Ya Kuddüs Ya Vedud Ya Latif Ya Mucib Ya Nur Ya Musavvir” “Allahümmec alni ve nuru Yusuf’a ala veçhi femen reani yuhibbuni mehabbeten” “Kul eûzu bi rabbin nâs Melikin nâs İlâhin nâs Min şerril vesvâsil hannâs Ellezî yuvesvisu fî sudûrin nâs Minel cinneti ven nâs” “E lem neşrah leke sadrake. Ve vedagnâ anke vizrake Ellezî enkada zahrake. Ve rafe’nâ leke zikrake. Fe inne meal usri yusrâ İnne meal usri yusrâ Fe izâ feragte fensab. Ve ilâ rabbike fergab.”(Amin)

Daha Güzel Bir Yüze Kavuşmanızı Sağlayacak Etkili Bir Güzellik Duası | Aşk  Duaları Kitabı | En Etkili Aşk Duaları

Güzellik duası! Ay gibi güzel görünmek için en etkili dua

Yüz güzelliği için duanın sözleri

Yüz güzelliği için dua üç bölümden oluşur:

  • Esmaül hüsnadan 7 esma-ı şerif
  • Hazreti Yusuf’un güzellik duası
  • Nas suresi ile İnşirah suresi

 GÜZELLİK DUASI - Ay Gibi Güzel Görünmek İçin En Etkili Dualar | Güzellik  sırları - Cennet Halkı

Güzellik Duası Hakkında 5 Önemli Bilgi

Duayı uygularken mutlaka sessiz bir ortama geçmelisiniz, ufacık bir gürültü bile dikkatinizi dağıtıp duanın gücünü düşürebilir.

Mümkünse sabahın erken saatlerini veya gecenin geç saatlerini tercih etmelisiniz. Çünkü bu vakitler, duaların kabul olduğu vakitlerin başında gelir.

Güzellik duası, başkasının yerine vekaleten de yapılabilir. Yani çevrenizde yeterince güzel olmadığını düşünüp aşağılık psikozuna giren arkadaşlarınıza veya aile bireylerinize de bu şekilde yardımcı olabilirsiniz. Duayı, onlar adına da yapabilirsiniz.

Duamızın en mühim noktalarından biri de niyet bölümüdür, bu yüzden niyet bölümüne son derece dikkat etmeliyiz.

Alimler, güzellik duası adı altında uzun veya kısa birçok dua aktarmışlardır, fakat bu yazıda okuyacağınız güzellik duası, gelmiş geçmiş en etkili dualardan biri olarak biliniyor. Çünkü bu dua, Allah’ın esmasını (Ya Musavvir, Ya Cemîl, Ya Şâfi) ve Kur’an-ı Azimüşşan’ın surelerini (Fatiha ve İhlas) barındırıyor.

 

Ya Şâfi ve Güzellik Duası

Yukarıdaki özel duanın ardından, yine gözlerimiz kapalı olarak 3 besmele 14 de Ya Şâfi okuyacağız. 14 kez Ya Şâfi bitince de gözlerimizi açıp şu duayı 1 kere okuyacağız:

“Sonsuz şifa kaynağını biz kullarının üzerine yağdıran hikmetine, bütün güzelliklerle bizi mest eden şefkatine, her varlığın ihtiyacına en güzel şekilde cevap veren merhametine ve akılları hayretler içinde bırakan azametine sığınarak ellerimi yüce dergahına açtım Ya Şâfi. Benim duamı da Şâfi esma-yı hüsnanın hatırı için kabul et. Âmin.”

Ya Cemîl ve Güzellik Duası

Şimdi de yine gözlerimizi açarak 3 besmele, 21 de Ya Cemîl okuyacağız. Bütün içtenliğimizle okuyacağımız besmele ve Cemîl esmasını takiben de 1 kez şu Özel Türkçe Duayı okuyacağız:

“Gökyüzünü yıldızlarla yaldızlayan, yeryüzüne tatlı çiçeklerin mütebessim çehreleri ile güzellik katan, varlığının muhteşem saltanatı ile gönüllerimize sürur, gözlerimize nur bahşeden ve evrenin her noktasına güzellik mührünü basan Cemîl esmana iltica ediyorum. Ve Cemîl esmanın bütün manaları ile senden duamın kabulünü niyaz ediyorum. Âmin.” Allah Dualarınızı Kabul etsin Kardeşlerim.

 

 istanbul mevlana derneği
ABDULLAH BABA'NIN HAYATI

İslam âleminin ve Tasavvuf yolunun müstesna bir ferdi, ilim, irfan, edep, tevazu, ask ve vecd hali ile, Islam'in rahmet kapılarını insanlığa açan Hadim-ül Fukara Nevşehirli Abdullah Gürbüz (KS) Hazretleri 5 Nisan 1933 yılında Nevşehir ilinin Herikli Mahallesinde Dünyaya teşrif etmişlerdir.

4 erkek, 1'i kız, 5 kardeş olan Abdullah Baba(KS) Hazretleri'nin Babası, Nevşehir eşrafından (Gubbasanogullari) lakabıyla tanınan Mahmut efendi, muhterem valideleri ise Feride hanımdır.

Abdullah Baba (KS) Hazretlerinin daha çocuk yaslarda iken, pek çok harikulade halleri ve rüyaları cereyan etmiştir. Emsalleri ile oynamaya ve eğlenmeye iltifat etmeyerek Allah-u Teâlâ Hazretlerine kul olmanın en büyük saadet olduğunu anlamış ve küçük yaslardan itibaren, Hak'k yolda mücadele etmeye başlamıştır. Bunun yanında da elinden geldiği kadar insanlara yardımcı olmaya çalışmıştır. Uçsuz bucaksız bir feyiz kaynağı olan Abdullah Baba (KS) Hazretleri, henüz 7 yaşlarında iken bebesi Mahmut Efendi, Kurşunlu Camii İmamı Saatçi Hafız Efendiye götürür ve ona Kur-an'i Kerimi öğretmesini söyler. O Camide, hem Kur-an' Kerim öğrenip, hem de Müezzinlik görevini sürdürür. Fatihayi Şerifi her okuduğunda “Bu ümmil kitaptır, bunun sırrına mahzar olalım Ya Rabbi” , diye ağlar, dualar eder.

Abdullah Baba (KS) Hazretleri genç yasta ticarete atılmış ve henüz 17 yaşında iken muhterem zevceleri, Âmine Hanim ile evlenmişlerdir. 3'ü kız, 3'ü erkek, 6 çocukları olmuştur. Fakat Züleyha ismindeki kızı ve Ebubekir ismindeki oğlu küçük yasta vefat etmişlerdir.

Bu ikisinden hariç, 1953 yılında büyük kızı Hatice dünyaya gelmiştir. Bundan sonra 7 yıl çocukları olmamış, 1960 yılında, ikinci çocuğu Hasan dünyaya gelmiştir. 1964 yılında ortanca kızı Aişe ve 1966 yılında da küçük oğlu Nuh Naci dünyaya gelmiştir.

1953 yılında askere giden Abdullah Baba (KS) Hazretleri 1956 da, askerlik vazifesini tamamlayarak memleketine döndükten sonra, bir yandan ailesinin nafakasını kazanmak ile uğraşırken, asil gayesi olan Allah'a kulluk görevini yerine getirmek için ibadetler yapıyor, ayni zamanda ilim kitapları okuyordu, bunlar arasında, Saidi Nursi Hz.lerinin risalei nur külliyatını büyük bir ihlas ve samimiyetle okumaya devam eder. Aradan bir müddet geçer ve o zamanda Said-i Nursi Bediüzzaman Hazretleri rüyasında ona risalesinin tamam olduğunu ve Kadir-i Tarikatından bir Mürsid-i Kamile intisap etmesini söyler. Rüyayı gördüğü günün sabahı Sih Aga isminde bir zat evlerine gelerek;

Sen, bugün ne rüya gördün?, diye sorar. Daha sonra Sih Aga cebinden bir kağıt çıkarır;

istanbul mevlana derneği

“Abdullah Efendi, bu ders, Abdülkadir Geylani Hz.'lerinin dersidir”, buna iyi çalış, diye nasihat eder. Bundan sonra, onun verdiği dersi çekmeye baslar, bir yandan da baba mesleği olan deri imalatçılığına devam ederek imal ettiği derileri, civar illere götürüp satar, bu şekilde geçimini sağlardı.

Bir gün İskilip’e deri satmaya gider ve asil tasavvuf yolundaki en önemli yolculuğu bu vesile ile baslar. Kendisi, Çorumda ki, Mürsid-i Kamil Hacı Mustafa Anaç (KS) Hz.'leri ile görüşüp 1960 yılında gördüğü rüyasını o zata anlatmış ve ondan da Rufai dersi almıştır.

Bu tarihten itibaren Abdullah Baba (KS) Hazretleri bir takim manevi haller yasamaya baslar ve içindeki yangını söndürecek, kendini Allah ve Resulüne vasıl edecek Hak dostu bir Mürsid-i Kamili, Cenabı Zülcelal Hazretlerinden niyaz eder ve bu yakarışı sonunda rüyasında 1965yilinda, Hızır (AS) ve Adem (AS)'in işareti ile Antep de bulunan Kadiri üstadı Muhammed Bilal Nadir (KS) Hazretlerine intisap etmiştir. 

Bilal Nadir Hazretlerinin himmet ve feyzi ile kısa zamanda kendisinde büyük manevi değişimler zuhur etmiştir fakat Bilal babanın 1969 yılında vefat etmesinden dolayı durmayarak, kendisini Hakka vasıl edecek olan Mürsid-i Kamili istiharesinde Hızır (AS), İlyas (AS) ve Zekeriya (AS)'in işareti ile, Çorumlu Hacı Mustafa Efendi Hazretlerine intisap etmiştir.

Bundan sonra Abdullah Baba (KS) Hazretleri gönlündeki volkanı bir nur seli halinde akıtacak, Ledünni İlminin anahtarını verecek, gayelerin gayesi olan Allah'a kavuşturacak, O'na teslim edecek zatı bulmuş ve üstadına tam bir teslimiyet göstererek manevi yolda ilerlemeye başlamıştır. Bununla beraber maddi yönden sıkıntılı ve çok meşakkatli günleri olmuş ama bir an dahi Hakk’ın rızasından ayrılmamıştır.

1971 yılında üstadı ayakkabı alıp satmasını söyler ve bu tarihten itibaren kundura isine baslar. Bir yandan ailesinin geçimi için çalışıyor diğer yandan Allah ve Resulüne olan bağlılığı, muhabbeti gün geçtikçe artıyordu.

Çorumlu Haci Mustafa Anaç Hazretleri, Abdullah Baba (KS) Hazretlerinde ki cevheri görmüş ve onun vuslata erebilecek kabiliyette birisi olduğunu anlayarak manen onun yetişmesi için çalışmıştır.

1978 yılına gelindiğinde Abdullah Baba (KS) Hazretleri Konya ya Mevlana Celaleddin-i Rumi (KS) Hazretlerini ziyarete geldiklerinde, türbenin hizmetinde bulunan bir zat kendisine iltifat göstererek;

Efendim, bu gece dîvan burada toplandı. Size manevi görev verilmesi için işaret ettiler. Mevlana hazretleri sizin için çok hoş şeyler söyledi. Bütün piranlar tasdik ettiler ancak Muhammet Nakşibendî hazretleri daha erken olduğunu söyledi ve ileri bir zamana tehir ettiler. Sizinle tanışmak istedim, bizlere duacı olun, der.

Yıl 1980'e geldiğinde ise Abdullah Baba (KS) Hazretleri rüyasında kırklar divaninin toplandığını ve orada bir takim sorular sorup o hali müşahede ettiğini görür. Ertesi gün üstadı çorumla Hacı Mustafa Efendi Hazretlerine giderek gördüğü rüyasını anlatır. O zat da kendisine;

Masaallah, Sübhanallah evladım kırklar divanına girmişsin. Sen hayret makamında görmüşsün. İbrahim Hakki hazretleri de böyle hayret etmişti de hayret makamında su dizeyi söylemişti.

Hak serleri hayr eyler

Zannetme ki gayr eyler

Arif ani seyr eyler

Mevla görelim neyler

Neylerse güzel eyler

Ancak gece ve gündüz çalışmamız lazım, köy köy, kasaba kasaba, kaza kaza dolaşıp, "Allah’ı unutan bu millete, Allah’ı sevdirmeyi ona kul olmayı öğretmeliyiz", der.

1982 yılında üstadının işareti ile itikâfa girmiş, Nefsin yedi makamını aşarak Seyri sülûkunu tamamlamıştır. Artık Abdullah Baba (KS) Hazretleri, denizlerin kendisine aktığı bir umman olur.

Yaşadıkları dönemde, insin ve cinnin en hayırlısı ve en şereflisi olan Mürsid-i Kamil zatlar, Hakk'a arz olunduktan sonra yer ehli, gök ehli, bütün alemler bu zatları tanırlar. Onlar için;

Peygamber Efendimiz (s.a.v) söyle buyurmuşlardır:

- Allah bir kulunu sevdiği zaman Cebrail'e (a.s.) ;

- Ben onu seviyorum. Sende sev der.

Cebrail'de o kulu sever. Gök halkı arasında Allah ( c.c ) filan kulu seviyor sizde seviniz diye haber verir. Onlarda onu severler, sonrada yeryüzünde müminlerin kalbine onun sevgisi yerleştirilir .”(R.Salihin C:2/S:327)

Allah'u Teâlâ Hazretleri onlar hürmetine yağmur verir, onların hürmetine zor işler kolay olur. Onların duaları ret olunmaz. Çünkü onlar halkın içinde Hak ile bir olmuşlar, Cenabı Zülcelâl Hazretlerinin zatında değil, sıfatlarında fani olmuşlardır. O zatlar için hiçbir zorluk yoktur. Onlar, yeryüzünde ki seçilmişlerin seçilmişidir. Onlar, Allah-u Teâlâ Hazretleri tarafından hem bu dünya da, hem ahret de müjdelenmişlerdir

İtikâftan çıktıktan sonra, Çorum'a Üstadının yanına Nevşehirlilerle beraber gider ve Çorumlu Hacı Mustafa Efendi Hazretleri orada bulunan cemaate;

-“Oğlum Abdullah ile bu fakirin sekline suretine, şeytan giremez, rüyada kendisini görürseniz sahihtir.” der.

Yine 1982 yılında üstadımız Abdullah Baba (KS) Hazretleri bir rüya görür rüyasında;

Büyük bir caminin içerisinde, bütün peygamberlerin, sahabelerin ve piranların ve evliyanın olduğu halde kendisine vaaz etmesi söylenir ve o mübarek topluluğa sohbet etme şerefine nail olur. Bu haleti ruhiye içerisinde uyandıktan sonra ertesi gün üst adinin yanına giderek yaşadığı hadiseyi anlatır. Çorumlu Hacı Mustafa Hz.leri; Maşallah evladım, zaten Bilal Nadiri hazretleri, sana çok teveccüh etmiş, çok sevmiş. Nakib-i Nukaba makamına kadar getirmiş, bundan sonra her yere ders verebilirsin, çavuş, nakip yapabilirsin. Üç tane hilafet yazdım, piranlar mühürledi, ama Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz mühürlemedi. İnşallah ölmeden önce açıklayacağım, bir bayram yapacağız der.

Abdullah Baba (KS) Hazretleri ise;

Aman efendim bir şey istemiyorum, “İlahi Ente Maksudi ve Rizake Matlubi Ya Hazreti Allah” der.

Çorumlu Haci Mustafa Efendi Hazretleri kısa bir süre sonra Nevşehir’e ziyarete geldiğinde, orada bulunan talebelerine Nevşehir den bir güneş doğacak bütün cihanı aydınlatacak, diye söyler.

Bu arada Abdullah Baba (KS) Hazretleri adım adım maksadına doğru ilerliyor, insanları Hak yola davet ediyordu.

1984 yılı içerisinde mana âleminde kendisinin, Peygamberlerin, piranların, mezhep imamlarının ve büyük bir cemaatin Cuma Namazı kılmak için toplandıklarını müşahede eder ve yine orada kendisine vaaz etmesi telkin edilir ve orada vaaz eder.

Ertesi gün Çorum'a üstadının yanına gider ve rüyasını anlatir.

- “Masaallah! Evladım, sen irşat ile vazifelendirileceksin! Böylece insanlara Hakkı anlatıp onları doğru yola getireceksin” buyurur.

Çorumlu Hacı Mustafa Efendi Hazretleri sağlığında emanetleri teslim edecek bir Mürsid-i Kamil yetiştirmenin sevk ve muhabbeti ile Muharrem ayında, 29 Eylül 1984 tarihinde, kendi fakirhanesinde, Abdullah Baba (KS). Hz.'leri ile birlikte Nevşehir den gelen bir grup ihvanın olduğu zikir halakasinda, çok sevdiği Rabbisine kavuşmuştur.

Abdullah Baba (KS) Hz.'leri, üstadının vefatından sonra insanlara vaaz ve nasihatlerde bulunarak her dem Hakk’ın rızasını gözetmiştir. Üstadının vefatından 1 yıl sonra 1985 yılının 20 Şubat’ında bir rüya görür. 

Üstadımız Hacı Abdullah Baba Hz.leri ziyaretimiz – Eylül 2017 | | Abdullah  Baba Şems-i Mevlana Derneği

Rüyasında;

Resûlullah (s.a.v.) (s.a.v), evliyaullah ve 12 Piran hazretlerinin bulunduğu bir mecliste Abdulkadir Geylani Hz.'leri bir beyaz kâğıt uzatır ve;

Bu senin irşat icazetindir, der.

Efendi Hazretleri;

Efendim ben ümmiyim, vazife istemiyorum. Derviş olayım, bana kâfidir der. 3 defa bu teklif kendisine yapılır. Efendi Hazretleri reddeder. O esnada Mevlana (KS) Hazretleri de;

“Evladım, herkes ben şeyh olayım, Mürsid-i Kamil olayım diye ağlayıp sızlanırken, sana teklif edildiği halde, sen reddediyorsun” diye söyler.

Bunun üzerine Abdullah Baba (KS) Hazretleri;

“Bu çok mesuliyetli, veballi bir vazifedir. Ben ümmiyim. Üstelik piranlardan vazife alanların helak olduklarını çok gördük”. Eğer bana Resûlullah (s.a.v.)efendimiz vazife verirse, bende bunu kabul ederim, buyururlar. Böyle söyleyince, Resûlullah (s.a.v.)efendimiz memnun olur ve tebessüm ederek;

Evladım Abdullah, senin istediğin 5 Nisan da verilecek, buyurur.

Nihayet 5 Nisan 1985 mübarek Cuma gecesi Efendi Hazretleri ümmeti Muhammedi irşat ile vazifeye getirildiği günü mana âleminde seyreder.

O gece Çorum da, bütün geçmiş Peygamberler (AS) bir yerde, piranlar bir yerde, mezhep sahipleri bir yerde, velhasıl herkes intizamla yerlerinde toplu bir halde iken Resûlullah (s.a.v.)efendimiz, mübarek parmağındaki mührü önünde duran süslü bir icazete basar. Sarı renkli bir mühür daha alarak aynı kâğıda tekrar basar ve ardından mübarek ağzından şu kelimeler dökülür;

“Bunu mu istiyordun, evladım Abdullah”

İşte bu esnada Efendi Hazretlerinde bir takim haller meydana gelir ve kendisine talebe olacak insanların hepsini gösterirler. Efendi Hazretleri sayısını ancak Allah’ın bildiği, kendisine talebe olacak bu topluluğu görünce;

Ya Resûlullah! Bu insanlara nasıl yetişeyim ve nerede bulayım der.

Resûlullah (s.a.v.)Hazretleri de;

Bazen onlar senin ayağına, bazen de sen onların ayağına gideceksin. Hakkı ve Sabri tavsiye et. Kalpler Allah’ın elindedir, bundan sonra ismin Hadim-ül Fukara dir, evladım, buyururlar.

Abdullah Baba (KS) Hazretleri 1985 yılında irşat vazifesine başlayarak Yurtiçinden ve Yurtdışından binlerce talebesine Allah ve Resulünün sevgisini aşılamaya ve bu gaye ile hayatlarını sürdürmeleri için önlerinde her zaman ışık olmuştur.

O tarihten itibaren memleketinden ziyade Yurtiçi ve Yurtdışı seyahatlerinde bulunarak gittiği her beldede insanlara vaaz ve nasihat ederdi. Mübarek zatin pek çok kerametlerini bizatihi gören insan sayısı oldukça fazladır. Sohbetlerinde her zaman Allah ve Resulünün söylediklerini düstur edinmemizi ve hayatımızı bu ölçüde yaşamamızı öğütlerdi. Âlim, ilim adamı ve çeşitli meslek gruplarından feyiz ve sohbetinden istifade eden pek çok kişi var idi.

Kendisi ayni zamanda Mevlevi üstadı olup Mevlana ve Şems Hazretlerinin çağlar üstü açtıkları aşk ve muhabbet yolunun mürebbisi ve önderi idi. Gerek Yurtiçinde ve gerekse yurtdışında sema gösterileri tertip ederek insanlara;

‘‘Gel, gel yine de gel, bin kere tövbe şişesini kırsan da yine gel. Bu dergâh ümitsizlik dergâhı değildir'' sözü ile kucak açmış, şefkat ve merhamet ile yaklaşmıştır.

Âlemlerin efendisi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)'in her hal ve hareketini hayatinin her zerresinde tatbik ederek, Ümmet-i Muhammed'e ışık tutmuştur.

Büyük mürşidin, ilim ve irfan neşri, güzel âleme kavuşmasına sebep olan hastalığına kadar devam etmiş, 19 yıl irşat seccadesinde oturmuşlardır.

Sureti ve sireti şeriatı mudahharaya ve sünnet-i seniyyeye uygun, güzel tabiatlı, zahit, cömertliği ve elinin açıklığı herkese şamil, kutsi nefesleri ve açık kerametleri ile tanınmış kâmil bir mürşit idiler.

Vefatlarına sebep olan hastalığına 15 gün kala talebelerine haber göndererek, kendisinin Hakk yolcusu olduğunu ve görmek isteyenleri kabul edeceğini duyurmuş ve binlerce insan onu son kez dünya gözü ile görmek ve helalleşmek için Nevşehir’e gelmişlerdir.

Nihayet (Külli nefsin zaikatül mevt) ayeti celilesi fehvasınca, fena diyarından beka diyarına, 2004 Muharrem ayinin 23.günü Pazar sabahı sayılı nefeslerini ikmal ederek, hayati boyunca hasreti ile yanıp tutuştuğu Resuller Resulüne kavuştu.

Vefat haberi duyulunca sanki yer yerinden oynadı, binlerce insan o büyük mürşidin cenazesine katılmak ve salına dokunmak için bir birleri ile yarıştı.

Daha sonra Nevşehir Kurşunlu Camiine eller üzerinde gelen mübarek naasi, öğle namazına müteakip kılınan Cenaze Namazından sonra tekrar eller üzerinde ve Tevhid-i Serifler okuyarak, cemaati kübra halinde Kaldırım Mezarlığında o büyük mürsidi ebedi âleme uğurladılar. (Kaddesallahü Esrarehül Âliye)

Abdullah Baba Hazretlerinin maddi varlığı gözler önünden çekilmiş fakat manevi varlığı gönüllerde idi ve gönüllerde kalacaktı.

Allah-u Teâlâ Hazretleri, o mübarek zati rahmeti ile kuşatsın, sevenlerinin üzerinde himmet ve feyzini daim kilsin.


 

 

 

Şemseddin Sivasi (Kara Şems) Efendi Hazretleri

Sivas

(d.? / ö.1597)

Şemseddin-i Sivasi Türbesi - Sivas - Şemseddin-i Sivasi Türbesi Yorumları -  Tripadvisor

Halvetiyye tarikatının Şemsiyye kolunun kurucusu arif bir zat olup Zileli'dir. Yedi yaşında iken babasının mürşidi Amasyalı Şeyh Hacı Hızır Efendi Hazretleri'nin duasını almak üzere babası ile birlikte Amasya'ya gidip Şeyhı Hazretleri'nin teveccühüne mazhar olduktan sonra memleketine döndü. Daha sonra da Tokat'a giderek meşhur âlimlerden Arakiyecizâde Şemseddin Efendi'den tahsile başladı. Daha sonra da İstanbul'a gelerek tahsilini tamamladı. Tarikat bakımından Cumapazarlı Musühiddin Efendi Hazretleri ile Şir­vanlı Medüddin Efendi Hazretleri'nden feyiz aldı. Daha sonra Sivas'a giderek tedris ve irşad hizmetleri ile meşgul oldu. "Huh felek şems-i dolandı nur ile" mısrasının delaleti olan hicri 1006 (m.1597) yılında vefat etti. Kabri Sivas'ta, Meydan Camii avlusunda bulunmaktadır. Eğri seferinde duası kabul buyrulan Allah dostlarındandır. Hakkında rivayet edilen hayli menkıbe vardır. "Kara Şems olarak da bilinen Şemseddin Sivasî Hazretleri'nin vefatından sonra, talebelerinden hal sahibi âmâ Mehmed Dede, hocasının türbesini ziyaret ederken: "Acaba hocam benim şimdi türbesinde ayakta durduğumu, türbeye giren ve çıkanları bilir mi?" diye düşündü. Bu sırada uykusu geldi ve kendine hâkim olamayıp uyudu. Rüyasında hocasını gayet nuranî ve beyaz, geniş bir elbise içinde gördü. Ona güler yüzle: "Gel bunları al" dedi. Eline bir miktar altın bıraktı. Sonra: "Dışarı çık! Biraz sonra ziyaret ve dua için bizim çocuklar gelecek" bu­yurdu. Âmâ Mehmed Dede uyanınca türbeden dışarı çıktı. Orada bulunan yaşlı birisi ona: "Kara Şems'in çocuklarının kabri ziyaret için geldiklerini haber verdi. Bunun üzerine hocası hakkındaki düşüncesini düzeltmeye çalıştı. Hocasının böyle görünmekle daha halis itikadı olmasını ve Allahü Teala'nın izniyle uzaktan geleni bildiğini, kaldı ki yakında bulunanı daha kolay bileceğini anlat­mak istediğini anladı. Bir başka menkıbe:

Şeyh Şemseddin Sivasî Hazretleri'ni vaaz ve nasihat etmesi için civar köy ve kasaba halkı davet ederlerdi. Bir talebesi ile davete icabet edip giderken bir köyde konakladı. O köy halkı, Hazret-i Ali'yi sevdiğini iddia ederek, saha­belerin bazıları hakkında yakışıksız sözler söylüyorlardı. Bu köy halkı hazret-i şeyhin binitlerine ve kendilerine yiyecek bir şey vermedikleri gibi onları öl­dürmek için kötü şekilde düşünmeye başladılar. O sırada Sivasî Hazretleri iki rekât namaz kılıp, Yüce Allah'a dua etti. Aradan fazla zaman geçmeden köyün ileri gelenleri ve kalabalık bir topluluk türlü türlü yiyecek ve hediyelerle geldiler. Olanlara hayret edip: "Önce siz bize yemek vermeyip öldürmek istediğiniz halde bu muhabbet ve sevgi nedir?" diye sorduğunda: "Biz de bilmiyoruz ne hal oldu. Kalbimize şu azizin muhabbet ve sevgisi yerleşti. Mümkün olsa onun yolunda canımızı bile veririz" diye cevap verdiler. Sonra yanında bulanan talebesi Sivasî Hazretleri'ne: "Sultanım! Düşmanlıktan sonra bu muhabbet neyin nesidir?" diye sordu. Hazret: "Onlar bu şekilde sohbet eder ve hakkımızda kötü düşünürken topluluğun reisi gelip: "Sultanım! Küçük bir kızım var. Bazen sara tutuyor, günlerce ölü gibi kalıyor. Ayılınca da kendini bilemiyor, söylenenleri anlayamıyor. Başka evla­dım da yoktur. Onu huzurunuza getireyim de hayır dua buyurun. Çünkü bana "Kara Şems'in dergâhında ne isterseniz geri çevrilmez" diye bildirildi" dedi. Sivasî Hazretleri de çocuğu bir an önce getirmesini istedi. Adamcağız kızı bir hayvana bindirip getirdi ve bir ölü gibi Şemseddin Sivasî Hazretleri'nin huzu­runa koydu. Hazreti Şeyh bir müddet teveccüh buyurup: "Fatiha" dediğinde kızcağız sıçrayarak ayağa kalktı. Sevinerek evlerine döndüler. Anlatıldığına göre, o hastalık çocuğa bir daha gelmedi. Kızcağız da aklı başında iffetli bir hatun oldu. Bu kerameti gören köy halkı, ashab-ı kiram hakkındaki kötü düşüncele­rinden vazgeçip, tevbe ettiler. Hepsi birden Şeyh Şemseddin Sivasî Hazretle­ri'nin müritleri arasında yer aldı. Sivasî Hazretleri'nin birbirinden güzel ilahileri vardır. Bunlardan bir naat örneği aşağıdadır:

İslam Dünyasının Üç Şemsinden Biri : Şemsi Sivasi Hazretleri

Kapına geldi âsîler, şefaat yâ Rasulellâh

Suçunu bildi âsîler, şefaat yâ Rasulellâh.

Ne ettim ise ben ettim, yandım nefse zulüm ettim.

Henüz suçum bilip geldim, şefaat yâ Resulellâh.

Ne ilmim var, ne amelim. Perişan cümle ahvalim.

Vesveseyle dolu bâlim, şefaat yâ Resulellâh.

Bu Şemsi abd-i âbıktır, ne etsen ona layıktır.

Veli yoluna sâdıktır, şefaat yâ Resulellâh.

Şemseddin Sivasî Hazretleri'nin on beşi manzum, on beşi de mensur ol­mak üzere otuz adet eseri vardır. Manzum eserlerinden Mevlid-i Nebî manzu­mesi meşhurdur. Bu eserinden bir örnek aşağıdadır:

Ey Hüdâvend-i tuvânâ pâdişâh

Yerde gökte senden özge yok ilâh.

Yoğiken eşyayı îcad eyledin.

Kün dedin, viranı abad eyledin.

Arifane bir gazel örneği de aşağıdadır:

Vâsıl olmaz kimse Hakk'a cümleden dur olmadan

Kenz açılmaz şol gönülden ta ki pürnur olmadan.

"Mutu kable en temûtû" sırrına mazhar olan,

Gördü onlar haşr-ü neşr-i nefha-i sûr olmadan.

Sen müyesser eyle yâ Rabb bizlere Beytini tavaf,

İlmin ile âmil eyle vâde tekmil olmadan.

Hak cemâlin kâbisini kıldı âşıklar tavaf

Yerde Kabe, gökyüzünde Beyt-i Ma'mur olmadan.

Mest olup mestâne geldim tâ ezelden tâ ebed,

İçmişim aşkın şerabın ab engûr olmadan.

Mest olanların kelâmı kendüden elmez veli.

Pes "Ene'l-Hak" nice söyler, kişi Mansur olmadan?

Bir devasız derde düştü, bu dil Şemsi müdam,

Hakka makbul olmak ister, halka menfur olmadan.

Yüce Allah sırrını mukaddes ve mübarek kılsın.

30 Ağustos 2020 Pazar

Sihir bozan dualar

Büyüye Uğrama Belirtileri Nelerdir? Büyüye uğrayan kişi, asla kendine büyü yapıldığını kabul etmeyip inkar eder. Hayatında meydana gelen psikolojik ve bedensel farklılıkları göremez. Büyünün belirtilerinin başında aniden ortaya çıkan olumsuzluklardır. Bu olumsuzlukları kişinin yakınları ve etrafındaki kişiler fark eder fakat büyüye uğrayan kişiye istediğiniz kadar ‘sende değişiklikler var, artık eskisi gibi değilsin’ deseniz bile bunu umursamaz ve içinde olduğu ruhsal ve bedensel çöküntünün farkına varamaz. Kişide içine kapanma, sinirlilik, uykusuzluk, kabus görme, halüsinasyon, aile ve çevresinden kopma, garip ve gaipten sesler duyma, vesvese gibi durumlar baş göstermeye başlar. Evli insanlarda aniden sorunlar baş göstermeye başlar, aile içi huzursuzluklar oluşur ve evlilik çekilmez hale gelir. İş hayatında hiçbir sorun olmamasına rağmen işleri aniden ters gitmeye başlar. Böyle bir durumda havas ilminde derin bir hocadan destek almak şarttır. Kainatta her şey Yüce Allah(CC)’ın takdiri altındadır. Büyüye uğramakta Allah(CC)’ın takdiri ve imtihanıdır. Allah bazı şeyleri bazı şeylere vesile eder. Büyü için dua etmeli ve vesilelere sarılmalıyız. Büyük büyüler ancak uzman bir hocanın yapacağı işlemler ile bozulabilir. Büyü bozma uzmanlık ve derin bir havas ilmi gerektirmektedir. Tıpkı hastalanan birinin branşında uzman olan bir doktora gidip ilaç tedavisine başlayıp Allah’a tevekkül etmesi gibi. Büyüyü etkisiz hale getirme duası. Bu işlemleri 7 gün boyunca her gün uygulayın. * La ilahe illallahu vahdehu la şerike leh lehülmülkü ve lehülhamdu ve hüve ala külli şeyin kadir duasını her gün 7 kere büyüye uğrayan kişinin üzerine okuyun. * Fatiha suresi, Ayet-el kürsi, İhlas Suresi, Felak ve Nas surelerini büyüye uğrayan kişinin üzerine her gün 7

kere okuyup üfleyin. * Ayet-el kürsi 7 kere büyüye uğrayan kişinin üzerine her gün okuyup üfleyin. Bu işlemi sabah saatlerinden yapmaya özen gösterin. Mümkün olduğundan sabahları uyandıktan bu işlemi yapmanız daha faydalı olacaktır. * Bir bardak suya Nas suresi ile Felak surelerini her gün 7 kere okuyun. Büyüye uğrayan kişinin bu suyu içmesinde oldukça büyük faydaları olacaktır. Bu işlemi büyüye uğrayan kişiye yatmadan önce uygulamaya özen gösterin. Cinler uykudayken daha fazla musallat olurlar. Şifa kapısı yüce Allahtır. Büyüye uğrayan kişi daima dua etmeli ve ibadetlerini aksatmamalıdır. Temiz bir iman ile Rabbine yönelmelidir.

“Allahümme Ya Ganiyyü,Ya Hamidü,Ya Mübdiü,Ya Mu'idü,Ya Rahimü,Ya Vedüd. Eğnini bi Halalike an Haramike ve bi Fadlike Ammen Sivake.” ... Anlamı: Bu duayı mal ve mülk sahibi olmak isteyenler, manevi yönden iktidara erişmek isteyenler, servetinin çoğalmasını isteyenler her gün en az 4 defa okumalıdır.