Akbaş Sultan
Şeyh Akbaş Baba (veya Akbaş Sultan) Türbesi Demircilerardı Mahallesindedir. Yöre halkı arasındaki inanışa göre, Akbaş Baba, bir Arap evliyasıdır (1). Peygamber efendimizin sancaktarı olarak Sivas’a gelir. Bir savaş sırasında şehit düşünce sancağı Abdulvehab Gazi elinden alır. O da şehit düştüğü yere gömülür. Aradan zaman geçince Akbaş Baba’nın mezarı kaybolur. Bir gün, mahalle sakinlerinden birisinin rüyasına girer. Adama:
- Benim mezarımın etrafını çevirin, der.
Adam da:
- Mezarının nerede olduğunu bilmiyorum, diye karşılık verir.
- Ben tayin ederim, der.
Sabah bakarlar ki Akbaş Baba’nın ve diğer dört mezarın etrafı taşlarla çevrilip belli edilmiştir. Diğer dört mezar, oğlu, hanımı, gelini ve torununa aittir.
Türbenin yanındaki çeşme suyu eskiden akarmış. Akbaş Baba da sandukasından kalkar, çeşmeden abdest alıp tekrar türbesine girermiş. Mahalle sakinlerinin bu hadiseye çoğu kez şahit olmuş oldukları anlatılır.
“Akbaş Baba Türbesine üç, dört yaşına geldiği halde yürüyemeyen çocuklar getirildiği için “Küt Evliyası” adı da verilmiştir. Yürüyemeyen çocuklar, Akbaş Sultan türbesine Cuma günleri getirilir. Sela verilirken kıbleye doğru tutularak, “Kütler yürüsün, selalar verilsin”, diye söylenir.
Banisi ve mimarı bilinmeyen eser malzeme, teknik ve üslubuna bakılarak 19. yüzyıl başlarına tarihlenir (2). Türbenin kuzey duvarından itibaren üçüncü sanduka Akbaş Sultan Hazretlerine aittir. Eski fotoğraflarında oldukça yıpranmış olduğu görülen türbe, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılan onarımı sonrasında bugün sağlam durumdadır. Kare plana sahip olan türbe kubbeli olup kare gövdeden kubbeye pandantifler ile geçilmiştir. Türbeye batı cephesinde eksenden kuzeye kaymış olan kapıdan girilir. Batı cephesinde kapının güneyine, güney ve doğu cephelere pencereler açılmıştır. Türbenin içerisinde, doğu batı doğrultusunda, dört adet büyük, kuzey cepheden ikinci sıradaki sandukanın arkasında bir adet de küçük sanduka vardır. Doğu cephesinde, eksenin ortasına ve kasnağa yakın mazgal pencere vardır.
Türbenin beden duvarlarında ve üst örtüsünde moloz taş kullanılmış olup yapının pencere ve kapı doğramaları ahşaptır ve pencerelerin önlerinde demir parmaklık bulunmaktadır.
0 yorum:
Yorum Gönder